II. Abdülhamid devri hayatta hiçbir harekete müsaade etmeyen sıkı bir baskı devridir. Bu devirde aydınların aldığı tavır dışarı kaçan ihtilalciler müstesna- umumiyetle Ahmed Cemil'inden farksızdır. Onlar da seyrederler müteessir olurlar ve hayal kurarlar. Devrin hâkim vasfı can sıkıntısıdır, Mehmed Rauf, Eylül romanında, bu can sıkıntısını kuvvetle tasvir etmiştir. Hareket etmeyen ve canı sıkılan insanlar, zamanı öldürmek için oyalanırlar. Oyalanma kelimesi ile oya arasında bir münasebet vardır. Aşk-ı Memnu romanının kahramanı Adnan Bey, boş zamanlarını "oymacılık"la geçirir. Devrin hem hâkimi, hem mahkûmu olan II. Abdülhamid'in iyi bir oymacı olması tesadüf eseri değildir. Hareket kabiliyetini kaybeden hükümdarın da canı çok sıkılıyor ve oyalanmak için oyma yapıyor veya polis romanları okuyordu. Zamanın âdeta durduğu böyle bir durumda en küçük nüansa önem verilir. Büyük aksiyonlar ince duyguları yok eder. Ne Ahmed Cemil, ne Adnan Bey hareket adamlarıdır. Onların bütün davranışlarında kadınlara has bir incelik ve zarafet vardır. Halid Ziya'nın en çok sevdiği ve tekrarladığı kelimeler "zarif" ve "mini mini"dir. Onun bütün romanları "zarif" ve "mini mini" eşyalar, tavırlar, jestler, duygular ve hayallerle doludur.
Sayfa 446 - Mâi ve Siyah Romanının Üslûbu Hakkında